Tervuren'deki Orta Afrika Kraliyet Müzesinin bir parçası olan Kolonyal Sarayın muhteşem kulisi önünde, Punch Power Solar Team Ağustos ayında endüstri ortakları ve sponsorlarına kendi yaptıkları güneş enerjili yarış otomobili "Punch One"ı sundu. Openair® plazma teknolojisi de dahil olmak üzere tamamen yenilikçi teknolojiler ve malzemeler ile dolu bir araç.
Avustralya'nın taşralarından geçen 3000km'den uzun bir parkurla ve 40° C'ın çok üzerindeki sıcaklıklarla, World Solar Challenge dünyanın en zorlu güneş enerjili otomobil rallisi olarak kabul ediliyor. Leuven Üniversitesi'nin 16 kişilik öğrenci takımının en verimli elektrikli otomobiller arası resmi olmayan dünya şampiyonasına katılımına sadece birkaç hafta kaldı. 18 Ekim 2015 tarihinde Darwin'de start verildiği andan itibaren 25 ülkeden 47 takım için artık her şey sadece tek bir konu etrafında dönecek: "Enerji verimliliği".
"Punch One"; pürüzsüz, şık ve uzun yolda en düşük enerji tüketiminde en yüksek dayanıklılık için tasarlanmış aerodinamik bir başyapıttır. Gücünü sadece güneş enerjisinden alan tek kişilik aracı tek başına dizayn edip tasarlamak için takımın sadece 15 ay süresi vardı.
Daha az ağırlık daha az enerji tüketimi anlamına geldiğinden Punch One en fazla 165 kg toplam ağırlıkla önceki modelinden 10 kg ve rakiplerinden en az 25 kg daha hafif olmalıydı. Her ne kadar motor, süspansiyon ve kontrol sisteminde önemli ağırlık tasarrufları gerçekleştirilmiş olmasına rağmen istenilen ağırlığa hala ulaşılamamıştı. Ve bu da artık sadece 1,72 metre genişliğinde ve 4,50 metre uzunluğunda bir monokok tasarımdan oluşan karoserin kendisinde telafi edilebildi. Karoser; karbon fiber takviyeli plastikten yapılmış bir alt ve üst kabuktan oluşuyor. Eğilme momentlerinin ve ana yapının burulmasını önlemek için bu kabukların destek çubuklarından oluşan bir iskelet gerekmektedir.
Önceki modellerdeki burulma önleyici öğeler; ağırlığı fazla olan önceden emprenye edilmiş çok katmanlı lamine karbon fiber şeritler kullanılarak kabukların iç yüzeylerine sabitlenmişti. Böylece zamandan ve ağırlıktan çok tasarruf yapabilme umuduyla takım, son derece maliyetli laminasyon işlemini yapıştırılacak yüzeyleri aynı zamanda Openair® plazma ile ön işlemden geçirip sadece yapıştırma işlemine tabi tutma kararını aldı. Sonuç: Çalışmalar sadece çok daha kolay olmakla kalmayıp daha önce laminasyon için gereken sürenin üçte birinde yapılmıştı. Fakat daha da önemlisi şu oldu: Plazma yapıştırma süreci sayesinde neredeyse üç kilo ağırlıktan tasarruf edilebildi ve artık Punch One tam 165 kg ile yarışa girebilir.